12 Ocak 2018 Cuma

Kutuyu

Kutuyu diğerlerinin arkasına yerleştirdi. En dibe, en arkaya, kimsenin göremeyeceği o en karanlık köşeye. Önüne dizdi kurdeleleri, kırmızı, sarı, pembe bir de mavi. Hediyesiz evlerde işe yaramayan kurdeleler dikkat çekmezler. Bir kutu durdu o dolabın en dibinde, en derininde. İçi boş. Açsan göremezsin hiç bir şey ama o bilirdi. Bir gün sesi kesildi. Zihni dağıldı. Ne söyleyebildi, ne anladı. Kutular sahipsiz kaldı. Sırları anlamını yitirdi. Yavaş yavaş kesildi etler mutfakta. Bir başkası ona yedirdi. Dolapları açanlar kurdele istemedi. Kapandı tekrar kutuların odaları. Karanlıkta yalnız kaldı yıllardır sakladıkları. Bir gün öldü. Bitti. Bir defterin sayfası usulca kapandı. Bir daha o hikaye pek anlatılmadı. Yıllar geçti, dilden dile dolandı sonra bir gün buhar oldu. Yok olurken kimse duymadı. Onun sesi hiç dünyaya dokunmadı, kutuları açtıklarında buldular, kararmış çığlıklarını. Ufacık, cılız. Kırmızı bir kutunun içinden bir parça döküldü, yere düştü yuvarlandı. Koltuk altına kaçtı. Adamlar geldi. Ellerinde büyük kutular. Tek tek koydular içine buldukları her kutuyu. Birileri umutla açtı her birini, ne gördü ne duydu. Sadece boş bir kutu. Hikayelerin anlatıcıları olmayınca hepsi buraları terk etti. Hiç kimse de pek önemsemedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder